11:05 Comment0 Comments

Tuçe saolsun, tekrar Paulo Coelho okumaya başladım.

Brida'yla yaptığım açılışı, on küsur sene önce okuduğum Simyacı'yı tekrar ele alarak devam ettiriyorum. Ne de güzelmiş :) Arkasından senelerdiirr evde duran Beşinci Dağ'ı okuyacağım.

Paulo Coelho'yla ilgili bir şeye bakarken, 2003'te Bush'a yazdığı açık mektup çıktı karşıma, hiç de haberim olmamış. Buyursunlar:


http://paulocoelhoblog.com/2007/03/11/thank-you-mr-bush/

16:04 Comment0 Comments

Böyle bir olay varmış, zincirleme şekilde yayılan. "Mimlemece".
Aybük topu bana atmış, en zayıf halka olmayıp, daha fazla ertelemeyeyim dedim.

Şunu özellikle belirtmem gerek ki, herhangi bi konuda böyle genellemler yapmayı sevmiyorum (en sevdiğim grup, album, kitap, yazar vs). Hem seçemiyoruum, birini seçtiğimde bir sürüsüne haksızlık ettiğimi hissederek karar veremiyorum :) Hem de bugün en sevdiğim dediğimi yarın sevmeyebiliyor ya da kendime bayağı uzak görebiliyorum. İkizler burcu olmamdan da kaynaklı olabilir, bilemem :)) Ama cevaplarımın yuvarlaklığının sebebi böyle biline, her türlü alanda genellemeler yapmayı sevmiyorum ve bundan kaçınıyorum.

Buyursunlar benden inciler:


1.Şu an okumakta olduğunuz kitap ve kısaca konusu?
Salman Rushdie - Floransa Büyücüsü
Hayalle gerçek arasında gidip gelen, tarih temelinde masalımsı bir şekilde yazılmış bir roman. Ama bu cümleyle özetlemeye çalıştığım kadar sığ değil, fazlasıylaaa derin :)

Paulo Coelho - Brida
Çok başındayım; ama: Brida'nın (İrlandalı bir genç kız) bilgiye erişme çabası ve "ruh eşi"nin yönlendirmeleriyle bunu kendi içinde aramasının hikayesi şimdilik. Coelho'nun mistik ve akıcı diliyle yazılmış, merak içinde sayfa çevirmeceli bir roman.

2.En son aldığınız kitap?
Hediye olarak Brida'yı aldım. Kendi aldıklarımsa: Yevgeni Zamyatin - Biz, Alev Alatlı - Schrödinger'in Kedisi 1. Kitap: Kabus ve Vicki Myron - Dewey (şu meşhur kütüphane kedisiyle ilgili olan).

3.Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz?
Çoookk zooor. Douglas Adams ne yazsa beğeniyorm, onların içinden birini seçemem diğerlerine kıyamam çünkü. Okuyup bitirdiken sonra uzunca bir süre Trevanian - Şibumi'nin çok hastası olarak yaşamıştım. Gündüz Vassaf - 40 Yıl Önce 40 Yıl Sonra Amerika-Rusya da isminin çağrıştırdıklarından çok daha farklı tarzda, inanılmaz güzel yazılmış, eğlenceli, insana çok fazla bilmediği detay öğreten şahane bir kitap. Hastasıyım :) Aaa bi dee Jostein Gaarder - Maya'nın hastası olmuşum!

4.Bir türlü bitiremediğiniz, bitirseniz de sizi illallah ettiren kitaplar?
En fecisi Elif Şafak - Mahrem'di sanırım. Kitap okumaktan soğutmuştu beni. Hatırladım ve tekrar tiksindim şu an.

5.Bundan önce okuduğunuz kitap?
Zamyatin - Biz

6.Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap?
Alev Alatlı - Schrödinger'in Kedisi

7.En sevdiğiniz türk ve yabancı yazar?
Bu sorudan nefret ediyorum.

8.En sevdiğiniz ve nefret ettiğiniz roman karakteri?
Hmmmm Şibumi'den Nicholai Hel'in hala hastasıyım sanırım.
Bilemedim kimden nefret ettiğimi.

9. Sence "bir kitap okudum hayatım değişti" diyebilmem için hangi kitabı okumalıyım ?

Bunlar ne biçim sorular yaa, içim daraldııı. Kesinlikle Douglas Adams - Otostopçu'nun Galaksi Rehberi, Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya veee Gündüz Vassaf - Tarihi Yargılıyorum mutlaka okunmalı. Ama yarın sor, başka bir üçlü söylerim muhtemelen. Bunlar gereksiz genellemeler. Herkesin hayatını başka şeyler değiştirir.


10. Ne tür kitaplar okuyorsunuz?
Böyle bir sınırlamam yok, yukarıda verdiğim kitap isimlerinden bunun çıkarımını bu yazıyı okuyan kişi kendi yapabilir eğer yeterli kapasitedeyse. Değilse de zaten daha fazla kitap okusun.

11.Okuduğunuz kitapların seçiminde etkili olan nedir?
O anki ruh halim ve şansıma o an gözüme çarpan kitaplar.

12.Kitaplığınızda kaç kitabınız var?
Bunu saymam imkansız. Babam ve annemden kalanlar, benim gözüm doymadan sürekli aldıklarım, ben daha küçükken babamın benim için biriktirdiği Cumhuriyet'in dünya klasikleri ve Cumhuriyet tarihi serileri, ikimizde birden olmasın diye sadece Can'ın aldıkları ya da sadece benim aldıklarım... 250'nin üzerinde... Annem bir an önce kütüphanelerimi de alıp evden gideyim diye gözümün içine bakıyor.


O zamaaann ben dee, Muzo'yu mimlesem bu zincir devam eder sanki. Can'a şeetsem kesin aylarca erteler o :P Muzo Bey, buyrunuz o vakit..

10:33 Comment0 Comments

Iki yeni kesfim var ve internette bakinmacalarimi kesinlikle daha keyifli bi hale getirdiler.

** http://meren.org/blog/

Fotograf gunlugu! Cook guzel fotograflar cekiyo ve inanilmaz guzel bir akicilikta yaziyo. Hastasiyim, hastasiyim otesi hatta :)


** http://www.biyolokum.com

** http://evrimcaliskanlari.org/blog/

(Uc kesfim varmis meger :) )

Zincirleme reaksiyon seklinde, ondan ona ondan ona giderek kesfettim bunlari (kisisel olarak birbirleriyle baglantililar yani, anlatmaya gerek yok sanirim, ne fark eder sonucta). Okumaktan kendimi alamiyorum, cok isim var ya onun yerine bunlari okuyorum :D

..Homo procrastinatus slothus..

17:20 Comment0 Comments

Stuart Sutherland / Irrasyonel der ki:

* Ister iyi ister kotu, asiri bir sey oldugunda ayni seyin bir dahaki sefere sirf istatistiksel nedenlerden oturu, cok daha az asiri olacagini unutmayin; ortalamaya donecektir.
* Hafizaniza tedbirli yaklasin, muhtemelen mevcut goruslerinizle uyumlu seyleri hatirliyorsunuzdur.
* Yeni bir kanit isiginda fikrinizi degistirmenin zayiflik degil gucluluk isareti oldugunu unutmayin.
* Bir yargi ya da karari ne kadar carpici olursa olsun tek ornege dayandirmayin.
* Bir kisiye ya da nesneye dair izlenim olustururken, carpici bicimde iyi ya da kotu niteliklerin gorusunuzu etkilemesine izin vermeyin ve ozellikleri ayri ayri degerlendirin.
* Iliskili verilerle karsilastiginizda, yargiyi sonuna dek askida tutun, son veriye de ilki kadar onem vermeye calisin.
* Etraftaki insanlar gider -ya da gitmez- diye baskalarina yardima gitmezlik etmeyin.
* Yaptiginiz bir secimin sonuclarina gereginden yuksek deger bicmekten sakinin.
* Gecmisi bir kenara birakin ve bir etkinlik ya da esyayi bugunku degerine gore degerlendirin.
* HOs olmayan bir sey yapmayi kabul ederseniz, kendinizi hakli cikarmak icin isin tatsizligini azimsamamaya calisin.
* Goruslerinizle celisen kanitlar arayin.
* Birbirine karsit onermeler dusunmeye calisin.
* Goruslerinizle celisen bir seyi degerlendirirken ozellikle dikkatli olun.
* Yeni kaniti carpitmayin; goruslerinizi destekleyecek sekilde degil de hatali cikaracak sekilde yorumlanabilir mi diye dikkatle inceleyin.
* Kendi goruslerinizi desteklemek icin uydurmus olabileceginiz aciklamalardan etkilenmemeye calisin.
* Bir olayin baska bir olayla iliskili olup olmadigini belirlemek istiyorsaniz, asla birlikte gorulduklari zamanlari aklinizda tutmaya calismayin. A yokken B'nin olmasina (negatif vakalara) ozellikle dikkat edin.
* Bir olayin akliniza ilk gelenden baska nedenleri olup olamayacagini dusunun.
* Sebep ve sonuc belirlerken, ilk dusundugunuzun aksi yonde isleme olasiliklarini gozden gecirin.


"Gecmisi degerlendirirken, cevremizde gelisen olaylari yorumlamak ve ongorulerde bulunmak icin kullandigimiz onerme ve kurallari ortuk bir sekilde test ederiz. Geriye donuk degerlendirmelerimizde, gecmisin bizim icin tasidigi ve tasimakta oldugu surprizleri sistemli bir sekilde hafife alirsak onermelerimizi cok zayif testlere sokmus oluruz ve muhtemelen onlari degistirmek ici pek bir neden bulamayiz. Boylece, gecmisin ne oldugunu anladigimiza dair hisler, gecmisten bir seyler ogrenmemizi engelleyebilir."

"Tarihten, insanlarin tarihten asla bir sey ogrenmedigini ogreniyoruz."

16:51 Comment0 Comments

"... Giderek daha cok insan, resmini cekmek uzere oldugu seyle butunlesmek, onu duyumsamak, anlamak ve kavramak yerine, goruntuyu yakalamak ve sahneyi kendi baglamindan koparip almakla mesgul. Yirminci yuzyilda birer goruntu tuketicisi haline geldik hepimiz. Bir sahneyi asla donduramayacagimizi, bir ani asla yakalayip kayda geciremeyecegimizi fark etmiyoruz..."


-Gunduz Vassaf, Cehenneme Ovgu-

Son kismina katilmasam da cok dogru demis. O an fotografini cektigimiz her neyse onun keyfini cikarmaktansa foto cekip, sorasinda onlara bakarak tadini cikarmaya calisiyoruz gibi bir durum. Cirkin. Ama yine de bir suru anin fotografla olumsuzlestirilebilecegine ve sonrasinda o fotografa bakildiginda o anin hafizalarda geri getirilebilecegine, tekrar yasanacagina inaniyorum cok.

00:21 Comment0 Comments

----It is amazing that no one says a word on the fact that Haiti was the first country where 400 thousand Africans, enslaved and brought to this land by Europeans, rebelled against 30 thousand white owners of sugarcane and coffee plantations and succeeded in making the first great social revolution in our hemisphere. Pages of insurmountable glory were then written there where Napoleon’s most outstanding general tasted defeat. Haiti is a complete product of colonialism and imperialism, of more than a century of using its human resources in the hardest labors, of military interventions and the extraction of its wealth.----

http://links.org.au/node/1464

23:54 Comment0 Comments

Kasim 11'den bugune nasil degisti hayatim. Simdi donup bakinca sanki kotu bi ruya gormusum uyanmisim gibi. Sanki hic yasanmamis onlar. Hizlandirilmis, sigdirilmis hepsi kotu bi ruyaya.

Bazen kendimi suclu, umursamaz hissediyorum, duygusuzmusum gibi hissediyorum yokmus gibi davrandigimda. Insanin cok sevdigine veda etmesi ne zor-ya da edememesi. Onun aci cekmesin daha fazla diye olmesini istemesi... Ne kadar canice geliyo simdi dusununce. Iki saniye sonra, simdi dusununce de dogru geliyo.

Saniyorum ki hic kotu bi sey olmadi. Ananem hala istanbulda. HIcbi sey olmadi. Ruya gordum ben. Yatmadi bi ay oylece.

Neyse ki, nasilsa zihnimdeki ona ait goruntu o sonuncusu deil. Hep guzel, hep o eski hali.

Benim o gece kendi kendime 'birak direnmeyi, birak gitsin, hayat olmiycak sonrasi da' diye 450 km uzakta onunla konustugum dakikalarda onun gercekten de o ince cizginin tam da uzerinde oldugunu ertesi sabah ogrenmem....

UMursamaz diilim, duygusuz da diilim; dusunmeyerek beynimin en uzaklarina atiyorum bazen gercekleri. Hicbi sey yokmus gibi devam ediyorum hayatima. Sora bi an, ufacik minicik bi sey aliyo goturuyo. GOzlerim doluyo. Gozumun onune anlar geliyo...

Sonra tekrar basa donuyrum.

Ben cok ozluyorum.

Keske biraz daha dursaydin, bi seyler daha gorseydin, yasasaydin bizimle.

Olum boyle bi sey. Bencillik. Geride kalanin bencilligi. Bir suru insan genc, hicbi sey yasayamadan, her seyi yarim birakarak giderken biz 83 seneye 'ama birazz daha' diyoruz. Insanin akli farkinda olsa da yasadiginin hicbi zaman en kotusu olmadiginin, duygulari hep en zoru onun yasadigiymis gibi tepki veriyor. Kontrolsuz.

Kucukken hep, 'hep birlikte olelim, kimse geride kalmasin' diye dusunurdum. Sanirim hala oyle dusunuyorum. Geride kalan olmak, hayata kaldigi yerden devam edebilmek icin cok guclu olmak gerek. Guclu gibiyim ama diilim-bilmiyorum. Dagiliyorum hemen.

Bana hala onlar olmus gibi gelmiyo.

Sanirim hala tam algilayamadim.
Sanirim fena halde kaciyorum.


Bi insan oldukten sonra esyalarinin icinde kalakalman ve her seyin bir sure 'o' kokmasi cok fena bi sey. Hele benim gibi her yasadigini kokusuyla hafizasina alan biri icin :/

Anlamadim.
Inanamadim.
Ozledim.


:..(((